201508.03
0

Primli Ücret ve Mesai Fazlası Sorunu

Rasim SEZER

SMMM, Sorumlu Deentçi

Rasim Sezer’den günümüzde sıkça sorun olarak gündeme gelen Primli Ücret ve Fazla Mesai Sorunu hakkında bilgi edinebileceğiniz bir makele.

1.   PRİMLİ ÜCRET SİSTEMİ

Primli ücret sistemleri genel olarak, bir yandan işletmenin karlılığını yükseltmek amacı güderken, diğer yandan da çalışanın verimliliğini ödüllendirmeyi hedefleyen bir sistemdir. Prim, işletme yönetimince işçiye garanti edilmiş bir temel ücretin üzerine belirli bir usule bağlı olarak ödenen ek bir ücrettir. Farklı usul ve planlar kapsamında uygulanabilir.

Prim usulü çalışmada işveren,  çalışanına normalin üstünde yapmış olduğu emek ve başarı karşılığı bir normal ücretleri  dışında ek ücret öder. Çalışanın prime hak kazanması için ise, prime ilişkin işi bitirmesi yeterli olup ayrıca işyerinde prim ödemesini gerektiren dönemin sonuna kadar çalışması gerekmez. Prim uygulaması da  işveren tarafından tek taraflı kaldırılamaz veya azaltılamaz. İşçi, prim uygulamasının tek taraflı kaldırılması  veya azaltılmasından itibaren 6 iş günü içerisinde “tek taraflı yapılan bu uygulamayı  kabul etmediğine”  dair işverene göndereceği  ihtar halinde prim hakkını kaybetmeyecektir.

Prim ödemesi ile ilgili yasal hüküm ise  İş kanununun  ücret ve ücretin ödenmesi başlıklı 32. Maddesinde;

“Ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkak kural olarak, Türk parası ile işyerinde veya özel olarak açılan bir banka hesabına ödenir. Ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkak, yabancı para olarak kararlaştırılmış ise ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödeme yapılabilir.”  Şeklinde yer almıştır.

İşveren tarafından çalışana ödenen primler ve diğer tüm ödemelerin işveren tarafından İşçinin bordrosunda gösterilmesi   ve bu ödemeleri banka yoluyla yapması zorunludur. İşçi, işveren tarafından primleri ödenmez ise iş mahkemesine alacak davası  açabilir. Bu dava da işçi  prim uygulamasının olduğunu ve ödenmediğini  mahkeme huzurunda  tanıkla da ispatlayabilir. Eğer işçi  bu prim alacağını olduğunu tanıkla ispatlarsa,  bu defa işveren bu primi işçiye ödediğini  yazılı ispatlaması gerekir. Çünkü primleri ödendiğinin ispat yükü işverendedir.

Prim  alacağı da  ücret alacağı gibi ödeme tarihinden itibaren 20 gün ve daha fazla süre ile hak sahibine ödenmediği takdirde çalışana, İş kanunun  24/2-e bendi uyarınca iş akdini tek taraflı olarak feshetme veya  34. Maddesi uyarınca da  iş yapmaktan  kaçınma hakkını verir.

2.   FAZLA ÇALIŞMA (MESAİ) ÜCRETİ

Çalışanlarla işverenler arasındaki önemli sorunlardan birisi de fazla mesailerde yaşanmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu’na göre, haftalık çalışma süresi en fazla 45 saat olabilmektedir. Ülkenin genel yararları yahut işin niteliği veya üretimin artırılması gibi nedenlerle fazla çalışma yapılabilir. Fazla çalışma, kanunda yazılı şartlar çerçevesinde, haftalık 45 saati aşan çalışmalardır. Fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma sürelerinin hesabında yarım saatten az olan süreler yarım saat, yarım saati aşan süreler ise bir saat sayılır. Milli ve Dini Bayramlar ile, Genel Tatil Günlerinde çalışılması halinde ise, o günün ücreti bir kat fazla (% 100 zamlı) ödenir.

Fazla çalışma süresinin toplamı bir yılda 270 saatten fazla olamaz. Diğer bir husus ise, günlük çalışma süresinin 11 saati aşamayacağı hususunun kanunda belirlenmiş olmasıdır. Ancak bu sınırlamalara rağmen, işverenin yasal sorumluluğu ayrı yaptırıma tabi olmakla birlikte,  işçinin daha fazla çalıştırılması halinde, bu çalışmalarının karşılığı olan fazla mesai ücretinin de ödenmesi gerekmektedir. Yargıtay içtihatları doğrultusunda yıllık 270 saate kadar ki fazla çalışma ücretinin hizmet sözleşmesi hükmü ile, aylık brüt ücretin içinde olabileceği genel kabul görmektedir. Ancak, işçinin yıllık 270 saatin üzerinde fazla çalışma yaptığını ispatı durumunda fark fazla çalışma ücretinin ödenmesi gerekmektedir.

3.   PRİM UYGULAMASINDA FAZLA MESAİ ÜCRETİ

Prim usulü çalışarak, çalışma süresinin önemli bir kısmını işyeri dışında geçiren işçinin fazla mesai iddiaları uyuşmazlık konusu olmuştur. Bu uyuşmazlık yargıya taşınmış ve Yargıtay tarafından özellikle inceleme konusu yapılmıştır.

Yapmış oldukları satışlardan prim hakkı elde eden çalışanların, fazla mesai hususunu değerlendiren Yargıtay, vermiş olduğu kararlar ile yasada olmayan bir durumu kural haline getirmiş ve bu şekilde çalışanların fazla mesai talepleri bu kurallar doğrultusunda incelenmeye başlamıştır.

Yukarıda da belirtildiği üzere, İş Kanunu’nun 41. Maddesine göre; Fazla çalışma, Kanunda yazılı şartlar kapsamında, haftalık 45 saati aşan çalışmalardır. Yasa hükmü gereği, her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının % 50 fazlası şeklinde ödenir. Ancak, çalışma süresinin çoğunu işyeri dışında geçiren ve satışlar üzerinden prim kazanan işçinin, haftalık çalışma saatlerinin neye göre belirleneceği tartışma konusudur.

Bu konuda, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 3.5.2013 tarihli E. 2011/7849 ve K. 2013/13353 Nolu kararı;

“Belli hedeflerin gerçekleşmesine bağlı olarak prim karşılığı çalışan işçiye ödenen satış priminin, fazla çalışmaların karşılığında ödenmesi gereken ücretleri tam olarak karşılaması halinde fazla çalışma ücreti doğmaz.” Şeklindedir.

Yani, ancak işçiye ödenen satış priminin fazla çalışmaların karşılığında ödenmesi gereken ücretleri tam olarak karşılamaması halinde, aradaki farkın işçiye ödenmesi gerekmektedir.