201809.06
0

İhracat Bedellerinin Süresinde Yurda Getirilmemesinin Sonuçları


Yılmaz ÖZEL

YMM, Sorumlu Denetçi

04 Eylül 2018 tarih ve 30525 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2018-32 /48 sayılı tebliğ ile ihracat bedellerinin yurda getirilmesi ile ilgili 32  sayılı Karara ilişkin tebliğde değişiklik yapılmıştır. Buna göre;

Bilindiği üzere bu değişikliğe göre ihracat bedellerinin ülkeye getirilmesi ve %80’ini bankaya bozdurma zorunluluğu vardır. Buna aykırı hareket edenlere uygulanacak cezai müeyyideye ise değişiklikte rastlanılmamıştır. Ancak 32 sayılı Karar’ın 1’nci maddesinde “ Bu Karar’a ve bu Karar’ın uygulanması amacıyla Bakanlık’ça yayımlanacak tebliğlere muhalefet 1567 sayılı Kanunla ek ve tadillerine muhalefet sayılır.” Hükmü bulunmaktadır. 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma  Hakkında Kanun’un 3üncü maddesi aynen aşağıda yer almaktadır.

Madde 3 – (Değişik: 24/12/2008 – 5827/1 md.)

Cumhurbaşkanının bu Kanun hükümlerine göre yapmış bulunduğu genel ve düzenleyici işlemlerdeki yükümlülüklere aykırı hareket eden kişi, üçbin Türk Lirasından yirmibeşbin Türk Lirasına kadar idarî para cezası ile cezalandırılır.”

Her türlü mal, kıymet, hizmet ve sermaye ithal ve ihraç edenler veya bu işlere aracılık edenlerden bu işlemlerinden doğan alacaklarını 1 inci maddeye göre alınan kararlardaki hükümlere göre ve bu kararlarda tayin edilen süreler içinde yurda getirmeyenler, yurda getirmekle yükümlü oldukları kıymetlerin rayiç bedelinin yüzde beşi kadar idarî para cezasıyla cezalandırılırlar. İdarî para cezasına ilişkin karar kesinleşinceye kadar alacaklarını yurda getirenlere, birinci fıkra hükmüne göre idarî para cezası verilir. Ancak, verilecek idarî para cezası yurda getirilmesi gereken paranın yüzde ikibuçuğundan fazla olamaz.

İthalat, ihracat ve diğer kambiyo işlemlerinde döviz veya Türk Parası kaçırmak kastıyla muvazaalı işlemlerde bulunanlar, yurda getirmekle yükümlü oldukları veya kaçırdıkları kıymetlerin rayiç bedeli kadar idarî para cezasıyla cezalandırılırlar. Bu fiilin teşebbüs aşamasında kalması halinde verilecek ceza yarı oranında indirilir.

(Ek fıkra: 16/5/2018-7144/1 md.) Bu Kanuna dayanılarak çıkarılan karar, yönetmelik ve tebliğler ile diğer genel ve düzenleyici işlemler uyarınca faaliyet izni veya yetki belgesi alınması zorunlu olan konularda, gerekli izin veya belgeyi almaksızın ticari faaliyette bulunanlar, elli bin Türk lirasından iki yüz elli bin Türk lirasına kadar idarî para cezası ile cezalandırılır ve yetkisiz faaliyetin gerçekleştirildiği iş yerindeki tüm faaliyetler bir aydan altı aya kadar, tekrarı halinde ise sürekli olarak durdurulur. Ancak, yetkisiz olarak faaliyette bulunanların ilan ve reklamlarından veya yaptıkları işin mahiyetinden söz konusu iş yerini, sadece faaliyet izni veya yetki verilmesi gereken faaliyet konularında iştigal etmek maksadıyla açtıkları veya işlettikleri anlaşılıyorsa söz konusu iş yerindeki faaliyet sürekli olarak durdurulur. Durdurma işlemleri Hazine Müsteşarlığının talebi üzerine valiliklerce yerine getirilir.

Bu kabahatlerin bir tüzel kişinin yararına olarak işlenmesi halinde, ilgili tüzel kişiye de aynı miktarda idarî para cezası verilir.

Kabahatin konusunu yabancı para oluşturması halinde, idarî para cezasının hesaplanmasında fiilin işlendiği tarih itibarıyla Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının bu paraya ilişkin “döviz satış kuru” esas alınır.

Hükmolunacak idarî para cezasına, suç tarihi ile tahsil tarihi arasındaki süreler için 6183 sayılı Kanuna göre tespit edilen gecikme zammı oranında, para cezası ile birlikte tahsil olunmak üzere, gecikme faizi uygulanır. Gecikme faizinin hesaplanmasında ay kesirleri nazara alınmaz.

Yukarıdaki fıkralarda yazılı suçların tekerrürü halinde verilecek cezalar iki kat olarak hükmedilir.

Bu madde hükmüne göre idarî para cezasına karar vermeye Cumhuriyet Savcısı yetkilidir.”

Görüldüğü üzere karara muhalefet idari para cezasını gerektirmekte olup ceza verme yetkisi Cumhuriyet Savcısına aittir.

Ayrıca 31 Ağustos 2018 gün ve 30521 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 52 sayılı karara göre de “Vergi Dairesi Başkanlıkları ve Vergi Dairesi Müdürlükleri bu kararın uygulanması kapsamında Bakanlıkça belirlenecek görevleri yerine getirmekle yükümlüdür.” denilmiştir. 52 sayılı karar ışığında  konuyu değerlendirdiğimizde ise bazı ikincil mevzuatların düzenleneceği anlaşılmaktadır.

Henüz İhracatta Katma Değer Vergisi iadesi mevzuatında değişiklik yapılmadığından iadelerde DAB aranacak denilemez ancak böyle bir düzenleme yapılacağı öngörülerek satılan dövizin, döviz alım belgesine bağlanmasında fayda bulunmaktadır.